“`html

Almanya’nın 23 Şubat Seçimleri ve Türkiye-Almanya İlişkilerinin Geleceği

Almanya’da 23 Şubat tarihinde yapılacak seçimlerin sonucunda kimin hüküm süreceği ve oluşturulacak koalisyonun niteliği büyük bir merak konusu. Seçim sonuçlarının Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceği ise gündemde önemli bir yer tutuyor.

Almanya’daki seçimlerin sonuçları yalnızca ülkenin iç dinamikleri açısından değil, Türkiye ile olan ikili ilişkilerin gelişimi açısından da kritik bir öneme sahip.

Yeni Koalisyon ve İlişkiler Üzerindeki Etkisi

Almanya-Türkiye ilişkileri, 23 Şubat sonrası politik dengelerin nasıl şekilleneceği ile doğrudan bağlantılı gibi görünüyor. Son anketler, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinin önde gittiğini ortaya koyuyor. CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’in başbakan adayı olduğu CDU/CSU, kamuoyu araştırma enstitüsü Insa’ya göre oyların %30’unu alıyor. Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) ise %21 ile ikinci sırada, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise %15 ile üçüncü sırada yer alıyor.

Friedrich Merz, CDU/CSU’nun adayı olarak öne çıkıyor.

Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Doç. Dr. Ebru Turhan, mevcut gelişmelerin koalisyon sürecinin zorlu geçeceğine işaret ettiğini vurguluyor. Üçlü bir koalisyon durumunda, bu hükümetin ne ölçüde sürdürülebilir olacağı ise belirsizlik taşıyor.

Turhan, kurulabilecek yeni koalisyonda Birlik partilerinin “büyük ortak” olarak konumlanmasının ve Merz’in başbakan olmasının oldukça muhtemel olduğunu ifade ediyor. Türkiye ile ilişkilerin bundan nasıl etkileneceğini şu şekilde değerlendiriyor:

“Bu durumda, Hristiyan Demokratların geçmişteki pragmatik yaklaşımı doğrultusunda, Türkiye’ye karşı daha işlevsel ve karşılıklı faydaya dayalı bir dış politika benimsemesi beklenebilir. Bu anlayış, stratejik iş birliklerini hedefleyen ve çıkar odaklı olan bir perspektife sahiptir.”

Turhan, yeni dönemde Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerinde “kısa süreli ve kurumsallaşmayan” iş birliklerini tercih etme ihtimalinin güçlü olduğunu belirtiyor. Merz’in başbakanlık döneminde insan hakları gibi konuların, sadece Almanya vatandaşlarını etkileyen durumlar dışında pek fazla gündeme gelmeyeceği öngörülüyor.

AfD’nin Güçlenmesinin Etkileri

Hristiyan Birlik partilerinin seçim programı ve Merz’in açıklamaları, Türkiye ile ilişkilerde yeni bir yol arayışında olduklarını gösteriyor. German Marshall Fund Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, seçimler ile ilgili iki büyük belirsizlik olduğunu ifade ediyor. Birincisi, AfD’nin oylarının ne kadar artacağı; ikincisi ise CDU’nun kimlerle koalisyon kuracağıdır. Ancak Ünlühisarcıklı, CDU’nun dış politikayı diğer partilerin insafına bırakmayacağını da vurguluyor.

Aşırı sağcı AfD’nin başbakan adayı Alice Weidel.

Uzmanlar, özellikle 2024’ün ikinci yarısında AfD ve sol popülist Sahra Wagenknecht İttifakı’nın yükselişinin, Almanya’daki politik atmosferde önemli bir etken olacağını belirtiyor. Turhan, Almanya’nın Avrupa’daki aşırı sağı bastırma rolünü yitirdiğini ve bunun, merkez sağ ile merkez sol partilerin Türkiye ile ilişkilerde olumsuz tercihlerde bulunmalarına sebep olabileceğini ifade ediyor.

Trump Etkisi ve Türkiye İçin Olası Sonuçlar

Türkiye-Almanya ilişkilerinde bir diğer önemli faktör, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın politikalarıdır. Ünlühisarcıklı, Trump’ın yönetiminin AB’ye yönelik etkilerinin büyük olduğunu vurgularken, Türkiye’nin stratejik konumunun önem kazanacağını dile getiriyor. Almanya ile olan savunma iş birliğinin derinleşmesinin, Türkiye için fırsatlar yaratabileceği öngörülüyor.

Almanya’nın AB ilişkilerinde Türkiye’nin önemi de giderek artmaktadır. CDU’nun seçim manifestosunda Türkiye’nin Avrupa için stratejik bir partner olduğu vurgulanıyor, ancak bu durum Türkiye’nin AB üyeliği ihtimalini daha da uzaklaştırabilir. Turhan, Merz’in stratejik ortaklık tanımına yönelik açıklamalarının, Türkiye’nin AB hedeflerinden uzaklaşmasına yol açabileceğini belirtiyor.

Sonuç olarak, Almanya’daki seçimler ve muhtemel koalisyon yapısı, Türkiye ile olan ilişkilerin yönünü önemli ölçüde etkileyebilir. Türk-Alman ilişkilerinin geleceği, siyasi gelişmelere bağlı olarak şekillenecek.

“`