Aşkım Kapışmak: Ayrılmayı bilmiyoruz

Yazar Aşkım Kapışmak, Radyo D’de Çağlar Demirel ve Aygül Aydın’ın konuğu oldu.

Müzikle uğraşmaya başladığını açıklayan Kapışmak, “Müzisyen arkadaşlarım var, evde şarkılar yapıyorlardı. Ben de Arif Sağ’ın öğrencisiydim yıllar önce… 12 yaşında konservatuvara gidiyordum. Tabii o boş zamanda yazma çizme derken işin içine girdim. Stüdyo kurdum şimdi, 2 yıldır müzikle çok uğraşıyorum” diye konuştu.

Kişisel gelişim uzmanlığı hakkında da açıklamalar yapan Kapışmak, “O dönemde linç yemiştim. Türkiye pek alışık değildi. Beni linçleyenler yurt dışından gelen koçlara yalakalık yaparlar. Bize olunca terslerler ya inat ettim. Sizin inadınıza devam edeceğim dedim, devam ettim. Şimdi bütün uzmanlar oldu kişisel gelişim uzmanı!” dedi.

Date’lerinin eninde sonunda terapiye döndüğünü söyleyen Kapışmak, “Çenem düşük ama çok flörtöz bir tip değilim aslında sürekli insanlarla görüşmem. Ex dediğiniz bir türlü bitmemiş toksik bir ilişkidir peşinizden gelir. Bu illa sevgili değil arkadaş dost da olabilir. 2-3 deneyimim oldu ama tabi, ben biterken gerçekten bittim yani ben bittim.

Ben kendimi bitiririm bir daha da dönmem. Hayatımda hiçbir ilişkinin peşinde koşmadım büyük de konuşmayayım, yapmayacağım anlamında. İnsanım sonuçta ama kendimi de bitirdim, ilişkiyi de bitirdim. Çünkü bakın ayrılmayı bilmiyoruz biz. Bizim ülkemizde en büyük problem ayrılık problemi, ayrılığı öğretmemişler.

Gerçekten öyle bize ayrılık öğretilmemiş herkes çok iyi flört ediyor, herkes çok iyi sevişiyor. Herkes çok iyi date’e cıkıyor ama kimse ayrılmayı bilmiyor. Bir insanın kişiliğini karakterini ayrılırken görürsün. O da iki yolludur diyorlar ya acı çekmeden ayrılık olmaz. Acıyı çekeceksin. O yüzden yalnızlaşabilmek, tek kalabilmek ama ayrılırken de o karakteri kişiliği koyabilmek de önemli. Arkadaşlara söylüyorum ayrılmayı öğrenin, çünkü ayrılıkla büyüyorsunuz” ifadelerini kullandı.

İlişkilerde yapılan yanlışlar hakkında konuşan Kapışmak sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk kadınlarını genellemiyorum tabii ama dişilikten korkan kadın var. Dişilik kötü bir şey değil ki. Erkeklere de şunu söyleyeyim: Bir kadının dişisel hareketleri flört hareketleri cinsellik taşımıyor. Bunu ne zaman anlayacaksınız? Avrupa’ya gidiyorsun, bir kafeye oturuyorsun. Garson kız geliyor, güle güle getiriyor, senle konuşuyor. Flört ediyor, flört cinsellik değildir. Bizim ülkede bazı erkekler kadının kız neşesini, cinsellik olarak algıladığı için problem bundan kaynaklanıyor. Aslında bir kadının gülmesi, dans etmesi giyinmesi göz teması, mimikleri cinsellik değildir. Böyle bakan erkek de adam değildir. Sorumlusu da anne babadır, yetiştiremediği çocuklar için kadınlar bu halde. Kadınlara sunu söyleyeceğim: Fedakârlığı kendinize yapacaksınız. Kendi kul hakkınızı yiyorsunuz. Bir erkeğin anası da kölesi de olmayacaksın. Ona şunu vereceksin, her zaman bu ilişki bitebilir de devam da edebilir. Önce ben ve erkek de bunu diyecek.”